Akciğer Kanseri


Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları istila etmeleri veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında, erkeklerde en sık ölüme neden olan birinci, kadınlarda ise ikinci kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,3 milyon ölüme neden olmaktadır.  Akciğer kanseri daha çok 50 70 yaşlarında görülmektedir.

Ölüm oranı (mortalitesi) oldukça yüksek olan bu kanser türünde dünya genelinde sigara içme alışkanlıklarındaki değişmeye bağlı olarak alt tiplerinde ve kadınlarda görülme oranlarında değişimler olmuştur. Akciğer kanserinin en sık nedeni uzun süreli olarak tütün dumanına maruz kalmak olmakla beraber, tüm akciğer kanserli hastaların %15'e ulaşan bir oranı sigara içmeyenlerden oluşmaktadır. Akciğer kanseri birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenler arasında; genetik faktörler, radon gazı, asbest ve hava kirliliği gibi faktörler sorumlu tutulmaktadır.

Sigara içmek doğrudan kansere sebep olmaz. Kanserin oluşmasını engelleyen genleri baskılar. Ve bu genler baskılandığı zaman normal hücreler bölünme sırasında anormal bir şekilde çoğalarak kansere sebep olur. Bu genlerden bir tanesi p53 ( tümör baskılayıcı gen) genidir.

Akciğer kanser tipleri:
  • Bronkojenik karsinom %90-95
  • Nöroendokrin tümörler %5
  • Mezenkimal tümörler %2
  • Metastatik tümörler

      1-) Bronkojenik karsinom
Bronkojenik karsinom, bronş epitelinden kaynaklanır. Her iki cinste de en ölümcül malignitedir. Erkeklerde daha sık görülmektedir. 4 alttipi vardır. Bunlar Skuamöz hücreli karsinomAdenokarsinomKüçük hücreli karsinom ve Büyük hücreli karsinom 'dur:
  • Skuamöz Hücreli Karsinom: Erkeklerde daha sık görülür. Sigara kullanımı ile yakın ilişkilidir. Büyük boyutta, merkezî (santral) yerleşimlidir. Metastaz biraz geç olur.
  • Adenokarsinom: Kadınlarda ve sigara içmeyenlerde daha sık görülen tiptir. Daha küçük boyutta ve periferal yerleşimlidir. Spesifiye edilemeyen ve bronkioalveolar alt tipleri vardır.
    • Bronkioalveolar Karsinom: Tümör hücreleri alveolar septayı döşer, temel alveolar yapı korunur. Nadir görülen bir tip olup, daha çok sigara içmeyenler ve kadınlarda görülür.

Bronkoalveolar karsinomun hemotoksilen eozin boyamada mikroskobik görüntüsü
  • Küçük Hücreli Karsinom: Bu grup tümör hücrelerinin çoğu nörosekretuvar granül içerir. En saldırgan gruptur. Bununla beraber kemoterapiye yanıt iyidir. Küçük hücreli akciğer kanseri, daha saldırgan seyirli bir tümör olup, uzak metastaz oranı daha yüksektir. Bu tümör grubu sıklıkla kemoterapi ve/veya radyoterapi ile tedavi edilir.
  • Büyük Hücreli Karsinom: Anaplastiktir. Farklılaşma (Differansiasyon) yoktur.

Küçük hücreli akciğer kanserinin, biyopsi materyalinin hemotoksilen eozinboyamada histopatolojik görüntüsü.

2-) Nöroendokrin tümörler

  • Tümörlet: İyicil nöroendokrin tümördür. Endokrinhücrelerin yerleşik (lokalize) çoğalması veya küçük karsinoid kabul edilir.
    • Karsinoid Tümör: Santral, periferal, atipik tipleri vardır.

3-) Diğer ve mezenkimal tümörler

Hamartom, inflamatuvar
psödotümör, kondrom, lipom, teratom, leyomiyom, endometriozis gibi tümörler örnek verilebilir. Bunlar iyicil tümörlerdir.

4-) Metastatik tümörler
Akciğer, kılcal damar yatağı bol olduğundan sıklıkla metastaz olan bir organdır. En sık meme, gastrointestinal, böbrek tümörleri metastaz yapar. Metastatik tümörler genellikle çoklu, vücudun iki tarafında ve keskin sınırlı olurlar.

 Solunum sisteminin bir parçası olan akciğerler bir çift süngerimsi, koni şeklindeki organdan ibarettir. Sağ akciğer soldan biraz büyük olup üç kısımdan (lob) oluşurken, sol akciğerde iki lob vardır. Nefes aldığımızda akciğerler hücrelerimizin yaşaması ve normal fonksiyonlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan oksijeni alırlar.

Nefes verdiğimizde ise akciğerler vücut hücrelerinin bir atık maddesi olan karbondioksidi uzaklaştırırlar. Akciğerlerde başlayan kanserler mikroskop altındaki görünümlerine dayanılarak küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK) ve küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) olmak üzere başlıca iki gruba ayrılır. Akciğer kanserinin her tipinin büyümesi ve yayılımı farklılık gösterir ve tedavisi de farklıdır. Küçük hücre dışı akciğer kanseri küçük hücreli akciğer kanserinden daha sıktır ve büyümesi ve yayılımı daha yavaştır. Küçük hücre dışı akciğer kanserinin üç ana tipi vardır. Kanserin kaynaklandığı hücre tipine göre adlandırılırlar: Yassı epitel hücreli kanser (ayrıca epidermoid kanser olarak da adlandırılır), adenokanser ve büyük hücreli kanser. Küçük hücreli akciğer kanseri, bazen yulaf hücreli kanser olarak da adlandırılır. Diğer türden daha az sıklıkta görülür. Akciğerin bu kanser tipi daha hızlı büyür ve vücuttaki diğer organlara daha fazla yayılır.

Kimler Risk Altında?

Araştırmacılar akciğer kanserinin birkaç sebebini buldular, bunların çoğu tütün kullanımı ile ilişkilidir.

Sigara: Sigara içimi akciğer kanserine sebep olur. Tütündeki karsinojen olarak bilinen zararlı maddeler akciğerlerdeki hücrelere hasar verirler. Zamanla hasar görmüş hücreler kanserleşebilir. Sigara içicisinde akciğer kanseri gelişimini etkileyen faktörler: sigaraya başlama yaşı, ne kadar uzun süre içtiği, günlük içtiği sigara sayısı ve ne derinlikte içine çektiğidir. Sigaranın bırakılması bir kişide akciğer kanseri gelişimi riskini oldukça düşürür.

Purolar ve Pipolar: Puro ve pipo içicileri içmeyenlere göre daha yüksek akciğer kanseri gelişimi riskine sahiptir. Kişinin içtiği yıl sayısı, günlük içtiği pipo veya puro sayısı, ne derinlikte içine çektiği kanser gelişimi riskini etkilerler. İçine çekmeyen puro veya pipo içicileri dahi artmış akciğer, ağız ve diğer kanser tipleri gelişme riski altındadırlar.
Çevresel (Pasif) Tütün İçiciliği: Başkalarının sigara içmesine bağlı olarak çevresel tütün içiciliğine maruz kalmak akciğer kanseri gelişme riskini artırır. 

Radon: Radon doğal olarak toprak ve kayalarda olan görünmez, renksiz ve kokusuz radyoaktif bir gazdır. Akciğerlerde hasar sebep olarak akciğer kanserine götürebilir. Madende çalışan işçiler radona maruz kalabilirler ve ülkenin bazı yerlerinde radon evlerde bulunabilir. Sigara içiciliği radona maruz kalmaktan dolayı akciğer kanseri gelişme riskini daha da artırır. Kişilerin kendi evlerinde radon ölçümünü sağlayan testler geliştirilmiştir.

Asbest: Asbest belli endüstrilerde kullanılan, doğal olarak lif şeklinde bulunan bir grup minerale verilen isimdir. Asbest lifleri kolayca parçalara ayrılmaya eğilimlidirler ve bu parçacıklar havada yüzebilir ve kıyafetlere yapışabilirler. Bu parçacıklar solunduğunda akciğerlere yerleşirler ve hücrelere hasar vererek akciğer kanseri riskini artırırlar. Çalışmalar büyük miktarda asbeste maruz kalan işçilerde akciğer kanseri gelişme riskinin maruz kalmayanlara göre 3-4 kat daha fazla olduğunu göstermiştir. Bu maruziyet gemi yapımı, asbest maden ve üretimi, izolasyon çalışmaları ve fren tamiri gibi bazı sanayi kollarında gözlenmektedir. Sigara içen asbest çalışanlarında akciğer kanseri riski daha da fazladır. Asbest çalışanları işverenler tarafından sağlanan koruyucu ekipmanları kullanmalıdır ve tavsiye edilen çalışma ve güvenlik kurallarını izlemelidir.

Hava Kirliliği: Araştırmacılar akciğer kanseri ile dizel yakıt ürünleri ve diğer fosil yakıtları gibi havayı kirleten bazı atıklar arasında bir ilişki tespit ettiler. Buna rağmen bu ilişkinin daha açık olarak ortaya konulması için başka çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Akciğer Hastalığı: Bazı akciğer hastalıkları (verem gibi) bir kişide akciğer kanseri gelişme riskini artırır. Akciğer kanseri veremin hasar verdiği akciğer bölgelerinden gelişme eğilimindedir.

Kişisel Hikaye: Daha önce akciğer kanseri geçirmiş olanlarda hiç akciğer kanserine yakalanmamış olanlara göre ikinci bir akciğer kanseri gelişme riski daha fazladır. Akciğer kanserinden sonra sigaranın bırakılması ikinci bir akciğer kanserinin gelişmesini önleyebildiği tanımlanmıştır.

Akciğer kanserinden korunmanın bilinen en iyi yolu sigarayı bırakmak veya hiç içmemektir. Bir kişi sigarayı ne kadar erken bırakırsa o kadar iyidir. Uzun yıllardır sigara içiyor olsanız dahi sigarayı bırakmaktan fayda görmek için, hiçbir zaman geç değildir.

Belirtiler:

Bu belirtilere akciğer kanseri veya diğer durumlar sebep olabilir. Bir doktor tarafından değerlendirilmesi önemlidir. Akciğer kanserinin başlıca belirti ve bulguları şunlardır:

  • Kronik öksürük veya olağan öksürük şeklinde değişiklik
  • Nefes darlığı ve nefes almada zorlanma
  • Kanlı balgam çıkarma ve kan tükürme
  • Egzersiz yapmada zorlanma
  • Göğüs ağrısı
  • Ses kısıklığı
  • Kol ve omuz ağrısı
  • Yutarken zorlanma ve takıntı hissi
  • Kemik ağrısı
  • Anemi (kansızlık)
  • Düzensiz kalp atımları
  • Lenfadenopati
  • Baş ağrısı
  • Sarılık
  • Cilt ve ciltaltı nodülleri
  • İştahsızlık, halsizlik ve kilo kaybı
  • Hışıltılı solunum (Wheezing)
  • Sık tekrarlayan zatürreler
  • Yutma güçlüğü
  • Yüzde dolgunluk ve kızarma
  • Göğüs kafesi içinde lenf sıvısı birikimi
  • Ateş
  • Çarpıntı ve bayılma (senkop)
  • Omuz ve kol ağrısı
  • Göz kapağında düşme, gözün içine çökmesi vb.


Tanı:

Belirtilerin sebebini bulmak için doktorlar şahsın tıbbi öyküsünü, sigara içme hikayesini, çevresel ve mesleki maddelere maruziyetini ve ailesel kanser hikayesini değerlendirmelidir. Hekim aynı zamanda fizik muayene yapmalı ve akciğer grafisi ve diğer laboratuvar testlerini istemelidir. Eğer akciğer kanserinden şüpheleniyorsa balgam sitolojisi (derin bir öksürmeyle elde edilen balgamdaki hücrelerin mikroskopik incelenmesi) akciğer kanserini bulmada yararlı basit bir testtir. Akciğer kanseri varlığını doğrulamak için akciğerden doku incelemesi yapılmalıdır. Biyopsi (akciğerden alınan küçük bir doku parçasının patolog tarafından mikroskop altında incelenmesi) bir kişinin kanser olup olmadığını gösterebilir. Doku parçasını almak için birçok yöntem kullanılmaktadır.

Bronkoskopi: Doktorlar bronkoskopu (ince, ışıklı bir tüp) ağızdan veya burundan sokarak nefes borusundan aşağı inerek solunum yollarına bakarlar. Bu tüple hücre veya küçük doku örneklerini toplayabilirler.
İğne Aspirasyonu: Göğüsten tümör içine sokulan bir iğne ile küçük bir doku parçası alma işlemidir.

Torasentez: Bir iğne yardımıyla akciğerin etrafını saran sıvıdan kanser hücrelerini kontrol etmek için örnek alınmasıdır.
 

Torakotomi: Akciğer kanseri tanısı koymak için bazen açık göğüs ameliyatı gerekebilir. Bu işlem hastanede yapılması gereken büyük bir ameliyattır.

Mediastinoskopi/Mediastinotomi: Mediastinoskopi kanserin göğüsteki lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını göstermede yardımcı olabilir. Skopi adı verilen ışıklı görünen bir cihazla göğüsün merkezi (mediasten) ve yakınındaki lenf bezleri incelenir. Mediastinoskopide skopi cihazı boyundan açılan küçük bir kesiden içeri sokulur; mediastinotomide ise kesi göğüste yapılır. Her iki işlemde de skopi küçük bir doku parçası almak için de kullanılır. İşlem genel anestezi altında yapılır.      
                 
Evreleme:

Eğer kanser tanısı konulursa doktorlar hastalığın evresi (yayılımını) öğrenmek isteyeceklerdir. Evreleme hastalığın yayılıp yayılmadığını, eğer yayılmışsa vücudun neresine yayıldığını bulmak için yapılır. Akciğer kanseri sıklıkla beyine veya kemiklere yayılır. Hastalığın evresini bilmek tedavi planının yapılmasında hekime yardımcı olur.

Akciğer kanserlerinde evreler:
  • Evre 1: Tümör, sadece akciğerin küçük bir bölümünde görülme halidir.
    • Evre 1A: Kanser sadece bir akciğerdedir.
    • Evre 1B: Kanser ya (a) akciğer içinde büyür, ya (b) akciğerin ana bronşa yayılır ya da (c) akciğeri kaplayan plevranın iç tabakasına yayılır.
  • Evre 2: Hastalık, en yakın lenf bezelerine atlamış durumdadır.
    • Evre 2A: Kanser, göğüste bulunduğu taraftaki lenf bezlerine yayılır
    • Evre 2B:Kanser ya Evre 1B'deki gibidir ve aynı taraftaki lenf bezlerine yayılmıştır; veya kanser lenf bezlerine yayılmamıştır ama şunlardan bir veya daha fazlasına yayılmıştır: (a) Göğüs duvarına (b) Diyaframa, veya (c) akciğerler arasındaki plevraya, (d) kalbin etrafındaki zara ve/veya (e) ana bronşa.
  • Evre 3: Tümör, plevra veya iki akciğer arasındaki mediasten denen boşluğa veya buradaki bezelere yayılmışsa bu durum 3. evredir.
    • Evre 3A: Kanser kendisiyle aynı taraftaki lenf bezlerine yayılmıştır. Ayrıca şunlardan bir veya daha fazlasına da yayılmış olabilir: (a) Göğüs duvarına (b) Diyaframa, veya (c) akciğerler arasındaki plevraya, (d) kalbin etrafındaki zara (perikardiyum) ve/veya (e) ana bronşa.
    • Evre 3B: Kanser köprücük kemiğinin üstündeki lenf bezlerine veya göğsün karşı tarafındaki lenf bezlerine yayılmıştır ve.veya şunlardan biri veya daha fazlasına yayılmıştır: (b) kalbe, (c) aşağı vena kava ve aorta, (d) göğüs duvarına, (e) diyaframa, (f)trakeaya, (g) sternum ve yutağa. Kanser ayrıca plevra tabakaları arasındakı sıvıya da yayılmış olabilir.
  • Evre 4: Karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmış durumudur.

Tedavi:

Tedavi kanserin türü (küçük hücre dışı ve küçük hücreli akciğer kanseri), boyutu, yerleşimi, tümörün yaygınlığı ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlıdır. Birçok farklı tedavi ve tedavi kombinasyonu akciğer kanserini kontrol etmek ve/veya semptomları azaltarak hayat kalitesini düzeltmek için kullanılabilir.

Cerrahi kanseri almak için yapılan işlemdir. Doktorun yapacağı cerrahi tipi tümörün akciğerdeki yerleşimine bağlıdır. Sadece akciğerin küçük bir parçasını almak için yapılan işleme bölgesel veya kısmi rezeksiyon denilmektedir. Eğer cerrah akciğer bir tam lobunu alırsa, bu işleme lobektomi adı verilir. Pnömonektomi bir akciğerin tamamının alınmasıdır. Bazı tümörler büyüklükleri veya yerleşimleri nedeniyle ameliyat edilemezler. Bazı hastalar da diğer sağlık sorunları nedeniyle ameliyat olamazlar.

Kemoterapi tüm vücuttaki kanser hücrelerini öldürmek için kansere karşı olan ilaçlarının kullanılmasıdır. Tümör akciğerden alındıktan sonra bile kanser hücreleri hala yakın dokularda veya vücudun herhangi bir yerinde bulunabilirler. Kemoterapi kanserin büyümesini kontrol etmek veya belirtileri ortadan kaldırmak için kullanılabilir.

Işın tedavisi, radyoterapi adı da verilmekte olan bu tedaviyle kanser hücrelerini öldürmek için yüksek-enerjili ışınlar kullanılmaktadır. Işın tedavisi sınırlı bir alanı hedef almakta ve sadece o bölgedeki kanser hücrelerini öldürmektedir. Radyoterapi cerrahi öncesi tümörü küçültmek veya cerrahi sonrası ameliyat bölgesinde kalmış olan kanser hücrelerine zarar vermek için kullanılabilmektedir. Doktorlar ayrıca radyoterapiyi, sıklıkla kemoterapi ile birlikte, cerrahinin yerine birincil tedavi olarak kullanmaktadır. Radyasyon tedavisi nefes darlığı gibi belirtilerin giderilmesi için de kullanılabilmektedir.

Fotodinamik tedavi, özel bir kimyasalın kana enjeksiyonu ve tüm vücuttaki hücreler tarafından emilmesini içeren bir tür laser tedavisidir. Kimyasal madde normal hücrelerden hızlı bir şekilde ayrılmakta fakat kanser hücrelerinde uzun bir süre kalmaktadır. Kanseri hedef alan bir laser ışığı kimyasalı aktifleştirerek onu emmiş olan kanser hücrelerini öldürür. Fotodinamik tedavi ile akciğer kanserinin belirtileri azaltılabilir, örneğin kanamanın kontrolü veya cerrahi ile alınamayan kanserin tıkadığı hava yolundan kaynaklanan solunum problemlerini gidermek gibi. Ayrıca fotodinamik tedavi normal tedavilere uygun olmayan akciğer kanserli hastalardaki çok küçük tümörlerin tedavisinde de kullanılabilmektedir.

Küçük Hücre Dışı Akciğer Kanserinin Tedavisi Küçük hücre dışı akciğer kanseri olan hastalar birkaç yoldan tedavi edilebilirler. Tedavi seçimi genellikle tümörün büyüklüğü, yerleşimi ve yaygınlığına bağlıdır. Cerrahi bu tip akciğer kanserlerinin tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. Işın tedavisi ve kemoterapi de hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve semptomları tedavi etmek için kullanılabilmektedir.

Küçük Hücreli Akciğer Kanserinin Tedavisi Küçük hücreli akciğer kanseri hızlı yayılır. Birçok durumda, hastalık teşhis edildiğinde kanser hücreleri vücudun diğer bölgelerine yayılmıştır. Doktorlar tüm vücuttaki kanser hücrelerini yakalamak için hemen hemen her zaman kemoterapi kullanırlar. Tedavi ayrıca akciğerdeki veya vücudun diğer bölgelerindeki (beyindeki gibi) tümörleri hedefleyen ışın tedavisini de içerir. Bazı hastalar beyinde kanser bulunmadan da ışın tedavisi alırlar. Bu tedaviye koruyucu kafa ışınlanması adı verilir ve beyinde tümör oluşumunu engellemek için verilir. Ameliyat küçük hücreli akciğer kanserli hastaların küçük bir kısmında tedavi planının bir parçasıdır.

Tedaviden Sonra:

Hasta Takibinin Önemi Akciğer kanseri sonrası hasta takibi çok önemlidir. Düzenli kontroller sağlık durumundaki değişikliklerin fark edilmesi ve eğer kanser tekrar ortaya çıktıysa veya yeni bir kanser geliştiyse, mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmesini sağlayabilir. Kontroller fizik muayene, akciğer grafisi veya laboratuvar testlerini içerebilir. Belirlenen süreç içerisinde akciğer kanseri olan insanlar sağlıkları ile ilgili herhangi bir sorunu ortaya çıkışından sonra en kısa sürede doktoruna bildirmelidir.

Duygusal Desteğin Sağlanması Kanser gibi ciddi bir hastalıkla yaşamak hayata meydan okumadır. Kanser hastası fiziksel ve tıbbi zorluklarla başa çıkmaktan başka, hayatını zorlaştıran birçok üzüntü ve duygu ile karşı karşıyadır. Bu hastalar hastalıklarının gerçek yönü yanında duygusal yönüyle de başa çıkmak için yardıma ihtiyaç duyarlar. Gerçek anlamda kanserin duygusal ve psikolojik yönüyle ilgilenmek tedavi planının bir parçasıdır. Sağlık timi (doktorlar, hemşireler, sosyal çalışanlar ve diğerleri), destek grupları ve hasta-hasta ilişkileri kişilerin yalnızlık ve üzüntülerinin daha az hissedilmesine yardımcı olabilir ve hayat kalitelerini düzeltebilir. Kanser destek grupları benzer sıkıntıları yaşamış diğer kanser hastalarıyla kanser ile yaşama konusunda konuşmak için uygun bir ortam sağlar. Hastalar destek gruplarını bulmak konusunda sağlık ekibinin bir üyesi ile konuşmak isteyebilir.

Kaynaklar:  http://tr.wikipedia.org/wiki/Akci%C4%9Fer_kanseri
                     http://www.kanser.gov.tr/kanser/kanser-turleri/39-akciger-kanseri.html#
                    http://www.kanserdesifresi.com/Kanser-Cesitleri.php
                    Ramazan ALTUN' un ders notları

Share:

0 yorum