Hayvanlar Alemi 1

PİRE: 

Sadece 3 mm. uzunluğunda olan Pulex irritans'lar (insan pireleri) 19.7 cm.'ye ulaşan yatay atlayışlar yapabillirler.Yani pireler kendi uzunluklarının 100 katından daha uzun mesafelere atlayabilmektedirler.
Pireler bu sıçrama güçlerini, "rezilin" denilen lastiksi bir proteinden elde ederler. Rezilin gövdeyi sarıp destekleyen ve kasların hareket için dayanak yaptığı yapıları oluşturan dış iskelette öbekler halinde yer alır. Pire sıçramak istediğinde arka bacaklarındaki kaslarını gerer.Bu da, kasların bağlı olduğu üst derideki bir rezilin öbeğini sıkıştırır. Daha sonra bu enerji, bir anda tümüyle boşalarak arka bacaklara büyük bir yaylanma gücü sağlar ve pireyi havaya fırlatır.

GARDİYAN ARILAR:


Kovandan bal çalmaya çalışan böcekler öldürülemezlerse tutuklanıp hapsediliyor.
Almanya'nın Martin Luther Üniversitesi'nden Peter Neumann ve meslektaşları 57 gün boyunca Güney Afrika'da yaşayan bal arılarını incelediler. Gördükleri karşısında oldukça şaşırdılar. Arılar kovanlarına tecavüz edip, ballarını çalan kovan asalağı bir tür böceği (Aethina tumida) yakalayıp hapsediyorlardı. Uyguladıkları hapsetme politikası sayesinde asalakların kovana zarar vermesini başarılı bir şekilde önlemiş oluyorlar. Tecavüzle birlikte tam bir takım çalışması sergileyen bal arıları, asalak böceklerin önce etrafını kuşatıyor, onları kovanın bir köşesine sıkıştırdıktan sonra, etraflarını hemen donan ağaç sütüyle çeviriyorlar. Bir süre sonra hapsedilen böcekler açlıktan ölüyorlar.
Arıların hırsızları hapsetmekten başka daha etkili bir savunmaları bulunmuyor. Neumann bunun nedenini şöyle açıklıyor: "bu kovan asalağı böcekler birer tank gibiler, kalın zırhları onları arıların öldürücü iğnelerine karşı koruyor". İşte bu nedenle arılar için düşmanlarını hapsetmek tek mantıklı çözüm.
Eğer asalak böceklerin sayısı fazla ise, hapiste bir mahkum ayaklanması kaçınılmaz oluyor. Ancak gardiyan arılar kısa süreli de olsa bu kontrol sayesinde vakit kazanmış oluyorlar. Kraliçe arıyı "bir an önce kovanı terk etmemiz gerek" diye uyaran gardiyanlar, arı larvalarının güvenli nakline fırsat tanımış oluyorlar. 

SİNEK KUŞU: 
Birçok sinek kuşu ilkbaharda yuva yababileceği bir yere, sonbaharda da sıcak yerlere göç ederler. Kırmızımsı kahverengi bir renge sahip olan sinek kuşu Alaska'da yazını geçirir ve sonra da Meksika'da kışını geçirmek için 4320 km. kadar uzağa, güneye doğru uçar.
Sinek kuşunun dili, tüylü uçlarıyla uzun ve çatallıdır. Tüylü uçlar, sinek kuşunun, çiçeklerin içerisinde bulduğu tatlı nektarı yalayarak içebileceği kadar büyüktür. Aynı zamanda sinek kuşu gagasıyla böcekleri de yakalayabilir. Uzun, ince gagası tüp şeklindeki çiçeklerin derinliklerine girebilmesi açısından uygun bir yapıdadır. Bazı sinek kuşları daha kısa gagalara sahiptirler. Bazılarının ise kavisli gagaları vardır. Bundan başka sinek kuşu, her gün en az kendi vücudunun ağırlığı kadar nektar yemektedir. Ayrıca bir sinek kuşu bir günde ihtiyacı olan nektarı alabilmek için 2000'den daha fazla çiçeği ziyaret edebilmektedir.
Sinek kuşunun kalbi gün boyunca saniyede 500 ile 1200 kez çarpar. Gece ise kalbi öylesine yavaşlar ki görünüşte sanki nabzı durmuştur ve hatta kuş nefes almıyor gibidir. Bunun benzerini kış geldiğinde kirpiler de yapar. Bu, onların kış uykusudur. Sinek kuşu ise her yıl 365 kez kış uykusuna yatmak zorundadır.

Kaynak: Doğa Bilimler Derneği. 

Share:

0 yorum