EVREN NASIL OLUŞTU (CERN DENEYİ )
İsviçre ve Fransa sınırında yer alan, Cenevre şehrine yakın CERN(Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi), dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuarıdır. CERN’in kuruluş amacı, üye ülkelerin kendi bütçe olanakları ile gerçekleştiremeyecekleri araştırmaları ortak olarak yürütebilmektir. Günümüzde 56 ülkede 500 enstitüyü temsil eden yaklaşık 8000 civarında araştırmacı (dünyanın parçacık fizikçilerinin yarısı) CERN’de araştırma yapmaktadır. CERN, Nobel ödülüne de layık görülen çok önemli bilimsel buluşların yapıldığı merkezdir.
1964 yılında Peter HİGGS ve arkadaşları tarafından ortaya atılan kurama göre; evren ilk olarak büyük patlama(Big Bang) sonucunda meydana gelen parçacıklardan oluşmuştur ve oluşan bu parçacıkların tamamı kütlesizdi. Bu kütlesiz parçacıklar evrende Higgs alanı denilen bir alan içinde bulunuyorlardı. Bu alanda, içinden geçtiği parçacığa kütle kazandıran, Higgs bozonu (parçacığı) sayesinde kütleye sahip oldular. Bozulumun yavaş veya hızlı oluşumu ile madde çeşitliliği oluştu. Higgs alanını deneylerde göremeyiz fakat Higgs bozonu diğer parçacıklarla etkileştiği için CERN deneyinde görüleceği varsayılmaktadır.
Yapılan ilk çalışmalar;
CERN deneyinde, CERN’de kurulan büyük hadron çarpıştırıcıları(LHC) kullanılır. Bu çarpıştırıcılarda, 27 km uzunluğundaki dairesel yörüngede, yüksek hızlarda zıt yönde dönmekte olan proton demetleri kafa kafaya çarpıştırılır. Hareket, enerji içeren fiziksel bir olaydır. Enerji ise kütleye eşdeğerdir(E=mc2). Bu çarpışma sonucunda meydana gelen enerji, Higgs Parçacığının da yardımıyla maddeye dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
CMS(Compakt Muon Solenoid) deneyi,
CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda(BHÇ) ilk defa gerçekleştirilen kurşun
atomlarının çarpışmalarını gözledi. İki kurşun atomunun, nükleon çifti başına
2,76 TeV lik kütle merkezi enerjisinde oluşan bu çarpışmalarının
gerçekleştirilmesi aynı zamanda ağır iyon araştırma programının da başlaması
anlamına gelmektedir. Tüm dünyadaki fizikçiler daha önce çok yüksek enerjili
Ağır İyon Çarpıştırıcısı’nda(RHIC, Brookhaven,ABD) ulaşılan enerjiden 14 kat
daha yüksek enerjide gerçekleştirilen bu çarpışmalarda bir çok yeni olgunun
gözlenmesi ve birçok yeni ölçüm sonucunun çıkması bekleniliyordu.
BHÇ Kontrol Merkezi, 8 kasım da ağır iyon demetlerini
düzenli olarak çarpıştırdıklarını bildirdi. Bu çarpışmalar anında CMS
tarafından gözlendi. Her bir çarpışmada oluşan binlerce parçacığın izleri CMS
silikon dedektörleri ile belirlenirken, enerjileri de kalorimetre ile ölçüldü.
Çok kısa sürede veriler çözümlenerek bu çalışmaların ilk görüntüleri elde
edildi.
1964 yılında Peter HİGGS ve arkadaşları tarafından ortaya atılan kurama göre; evren ilk olarak büyük patlama(Big Bang) sonucunda meydana gelen parçacıklardan oluşmuştur ve oluşan bu parçacıkların tamamı kütlesizdi. Bu kütlesiz parçacıklar evrende Higgs alanı denilen bir alan içinde bulunuyorlardı. Bu alanda, içinden geçtiği parçacığa kütle kazandıran, Higgs bozonu (parçacığı) sayesinde kütleye sahip oldular. Bozulumun yavaş veya hızlı oluşumu ile madde çeşitliliği oluştu. Higgs alanını deneylerde göremeyiz fakat Higgs bozonu diğer parçacıklarla etkileştiği için CERN deneyinde görüleceği varsayılmaktadır.
Yapılan ilk çalışmalar;
CERN deneyinde, CERN’de kurulan büyük hadron çarpıştırıcıları(LHC) kullanılır. Bu çarpıştırıcılarda, 27 km uzunluğundaki dairesel yörüngede, yüksek hızlarda zıt yönde dönmekte olan proton demetleri kafa kafaya çarpıştırılır. Hareket, enerji içeren fiziksel bir olaydır. Enerji ise kütleye eşdeğerdir(E=mc2). Bu çarpışma sonucunda meydana gelen enerji, Higgs Parçacığının da yardımıyla maddeye dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
Deneyde kullanılan foton kütlesiz ama W
ve Z bozonları ağır kütleli. Oluşum için birden fazla higgs bozonuna gereksinim
duyulmaktadır. Kuramsal olarak elektron ve pozitronun yok olmasıyla Higgs ve Z
bozonlarının
oluşması
gerekir. CERN’de yapılan ilk deneyde 450 GeV hızına kadar çıkılmasına rağmen
Higgs Bozonu elde edilemedi ve bilinmeyen bir nedenden dolayı hodron çarpıştırıcılarının
mıknatısları eridi. Bundan dolayı deney bir yıl ertelendi. Hâlbuki teorik
olarak 160-180 GeV hızda Higgs Bozonunun bulunacağı ileri sürülüyordu. Daha
sonra bilim insanları 7TeV lik hızda Higgs Bozonunun bulunabileceğini ileri
sürdüler.
Peki
7 TeV lik hız beklentilere cevap verebilecek mi?
Einstein’ın E=mc2 formülüne
göre madde ışık hızına ulaştığında, ışığa(fotona) dönüşür. Eşitliğin her iki
yanıda birbirini sağlar. Buna göre madde ışık oluyorsa ışığında madde olması
gerekir.( Tabi ki arada Higgs Bozonu gibi yapıştırıcı bir aracı parçacık
gerekir.)
Ama formüldeki E(enerji) miktarını ne
kadar arttırırsak madde ışığa dönüşür? Artma oranı nedir?
Artma oranı; 1/sqrt(1-v2/c2)
formülü ile hesaplanır. Yani cismin hızını arttırmak için
vereceğimiz enerji ışık hızına yaklaştıkça parabolik olarak büyür ve ışık
hızında sonsuz olur! (formülde v yani cismin hızı yerine c yazılırsa kök içi
sıfır olur. Payda sıfıra yaklaştıkça sayı bölü payda sonsuza yaklaşacağından;
sayı bölü sıfır sonsuzdur. Dolayısı ile verilmesi gereken enerjide sonsuz
olmalıdır.) Böyle bir hız ve enerji mümkün olmadığı için 7TeV lik değil trilyon
TeV lik hızla yapılsa dahi madde elde edilemez!
Işık; foton veya elektromanyetik alan
olarak tarif edilir. Madde özelliğinde olmayandan madde elde etmek yoktan var
etmek demektir. İstenilen maddeyi tılsımlı Higgs Bozonu parçacığı kullanılarak
elde etmek yaratıcı rolünü oynamaktır. Buna hiçbir yaratılanın gücü yetmez…
Kara
delikler oluşup dünyayı yutacak mı?
Kara delik, uzayda belirli nicelikteki
maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir. Kara deliğin
çekim alanı her türlü maddi oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin
vermeyecek derecede güçlüdür. İşte CERN deneyi sonucunda bu hacimsiz yutucu
nesneler oluşacak mı?
Proton-proton çarpışmasında fiziksel
büyüklükleri göz önüne alarak değil; Sicim Teorisi(String theorie) hesaba
katarak olaya bakarsak kara deliklerin oluşabileceğini görürüz. Kuantum
mekaniği ve genel görelilik, evreni dört boyutlu uzay-zaman geometrisine
yerleştirir. Sicim teorisinde ise evren, Planck ölçeğinde dokuz boyutlu uzay
içinde biçimlenir. Boyut sayısı arttıkça alan şiddetini belirleyen kuvvet
çizgilerinin birim yüzeyden geçen sayısı, dolayısıyla alan şiddeti artar.
Proton-proton çarpışmasında kütle-çekim alan şiddeti dört boyutlu uzay-zaman
geometrisindeki alan şiddetinin 256 katı kadar büyür. Eğer kapalı boyutlar
yeteri derecede büyükse bu etkinin, CERN deneyinde kendisini mini kara delik
olarak göstermesi gerekir.
Yapılan deney sonucunda bilim insanları,
7TeV lik çarpışmaları gerçekleştirmeyi başardılar. Ancak deney bitmesine rağmen
oluşabilecek tam sonuçlar henüz gözlenebilmiş değil. Kara delik endişeleri tam
olarak giderilememişken Princeton Üniversitesinden ve İngiliz Kolombiya
Üniversitesinden iki bilim adamı oluşabilecek kara deliklerin etkilerini
hesaplamayı başardı. Hesaplamaları yapan Matthew Choptuik(UBCV) ve Frans
Pretorius(Princeton üniversitesi) çeşitli enerji seviyelerindeki çarpışmalarla
ilgili olarak önemli hesaplamalar yaptı. Yaptıkları çalışmalarla ilgili olarak:
“Aslında hesaplarımız sonucunda pek çok bilim insanının beklediği sonuçlara
ulaştık; ancak daha önce bu hesaplamaları hiç kimse yapmamıştı.” açıklamasını
yapan bilim adamlarına göre bu deneyler sonucunda ortaya pek çok kara delik
çıkması bekleniyor. Fakat bu kara deliklerin etkisi hiçbir tehlike
oluşturmayacak kadar düşük görünüyor. Choptuik’e göre bu kara deliklerin pek
çoğu gözlenemeyecek kadar küçük boyutlarda gerçekleşip sona erecektir.
CERN’
de ilk kez kurşun iyonları çarpıştırıldı;
Evrenin sırları anlaşılmaya çalışılıyor!
Bu yüzden CERN’de protonlar
çarpıştırılıyordu. Proton çarpıştırmaları sonucunda da yeni fizik yasalarına
dair kanıtlar aranıyor. Ayrıca yapılan deneylerde çarpıştırma sonrası oluşan
alt parçacıkların neler olduğu belirlenmeye çalışılıyor. Bu sayede kuramsal
düzeyde açıklaması yapılmış olan parçacıkların veya önerme düzeyindeki mikro
güçlerin varlığı saptanmaya çalışılıyor.
Son olarak yapılan çalışmalarda ise, ilk
kez ağır iyonlar çarpıştırıldı. Deney sırasında güneşin merkez sıcaklığının bir
milyon katı sıcaklığa ulaşıldığı ifade ediliyor. Kurşun iyonlarının
çarpıştırılmasından elde edilen verileri inceleyen uzmanlar, parçacıkların
birbirlerine çarptığında her bir çarpışmanın meydana getirdiği mini patlamaları
çözümlemeye çalışıyor. Bu çözümlemelerle, yaklaşık olarak 14 milyar yıl önce
olduğu tahmin edilen Büyük Patlama’nın(Big Bang) meydana geldiği anın hemen
sonrasındaki koşullar anlaşılmaya çalışılıyor. Ayrıca yıldızların ve
gezegenlerin kökenini, kara enerjinin ne olduğunu, kara maddenin yapısı gibi
sırların aydınlatılacağı umuluyor.
8 KASIM 2010, CENEVRE
13 Aralıkta CERN bilim insanları
parçacıklara kütlelerini verdiği düşünülen ve ‘’Higgs Bozonu’’ adlı atom altı
parçacığının izini bulduklarını ancak elde edilen verilerin keşif olarak
nitelendirilemeyeceğini açıkladı.
Chi_b(3P) olarak adlandırılan yeni
parçacık, Higgs Bozonu’ndan farklı olarak iki kısımdan oluşuyor. ‘’Alt
tanecik’’ diye bilinen temel parçacık ve o parçacığın karşı taneciği. Bu iki
tanecik bir araya geldiğinde atom çekirdeklerini bir arada tutan gücü
oluşturuyor. Chi_b(3P), BHÇ’nin bulduğu ilk parçacıktır.
Selahattin AYDEMİR
Kamuran GÜNENC 2012 - 2013
Tags:
Big Bang
büyük patlama
CERN
CERN deneyi
CERN deneyi nedir
CMS deneyi
Einstein
evren
evren nasıl oluştu
Higgs Bozonu
Higgs parçacığı
Higs
kara delikler
sicim teorisi
0 yorum